Hurigül GÜNDOĞDU – Psikolojik Danışman
1- ŞİZOFRENİ
- Şizofreni, gerçeklikle bağın zayıfladığı, kişinin neyin gerçek neyin hayal olduğunu ayırt etmekte zorlandığı ruhsal bir bozukluktur.
- Genellikle sanrılar (gerçek dışı inançlar), halüsinasyonlar (olmayan ses ve görüntüler), düzensiz düşünme (dağınık konuşmalar) ve davranışlarla kendini gösterir.
Tam Ehliyetsizlik:
Akıl hastalığı nedeniyle işlediği suçun hukuki anlamını ve sonuçlarını algılayamayan veya kendi davranışlarını yönlendirme yeteneği bulunmayan kişiye ceza verilmez.
Yani şizofreni, ağır bir atak döneminde işlenen suçla bağlantılıysa, kişi cezai ehliyetsiz kabul edilir. Bu durumda ceza verilmez ancak güvenlik tedbiri olarak akıl hastalarına yönelik koruma önlemi uygulanabilir (örn. hastaneye yatırılma).
Azaltılmış Ehliyet:
Şizofreni hastası, suç anında kısmen ayırt etme gücüne sahipse, cezai sorumluluğu azaltılmış kabul edilir.
Özetle:
Şizofreni, cezai ehliyeti tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilir.
Ceza yerine koruma ve tedavi öncelikli olur.
2- BİPOLAR BOZUKLUK
- Bipolar bozukluk, kişinin duygu durumunda aşırı uçlarda değişimlerle seyreden bir ruhsal hastalıktır.
- Bu hastalıkta kişi, bazen mani, bazen de depresyon dönemleri yaşar; aralarda ise normal ruh halinde olabilir.
- Mani Dönemi: Aşırı neşe, Enerji patlaması (çok az uyuma ya da hiç uyumadan günlerce aktif kalma), Kendine aşırı güven, Büyüklük sanrıları (“Her şeyi yapabilirim”, “Ben üstünüm”), Aşırı konuşma, Dikkat dağınıklığı, Riskli davranışlar (uygunsuz para harcama, hızlı araba kullanma, cinsel dürtüde artış)
- Depresyon Dönemi: Mutsuzluk, Umutsuzluk, Enerji kaybı, Yorgunluk, Uyku bozuklukları (çok/az), İştah değişiklikleri (çok/az), Dikkat ve konsantrasyon sorunları, Suçluluk, değersizlik düşünceleri, İntihar düşünceleri ya da girişimleri
Mani döneminde:
Kişi gerçekle bağını kaybedebilir, düşünmeden hareket edebilir, kendisini olağanüstü güçlü veya özel sanabilir.
Eğer bu dönemde işlenen suç sırasında akıl hastalığı nedeniyle davranışının hukuki anlamını ve sonuçlarını algılayamıyor veya kendi davranışlarını yönlendiremiyorsa, cezai sorumluluğu ortadan kalkar.
Depresyon döneminde:
Depresyonda olan kişi intihara meyilli ya da kendisine veya başkalarına zarar verebilir. Eğer bu dönemde de algılama ve davranışını yönlendirme yeteneği ciddi biçimde bozulmuşsa, tam ya da azaltılmış ehliyetsizlik söz konusu olabilir.
Hastalık kontrol altındaysa:
Eğer kişi tedavi görmekteyse ya da atak dönemi dışında suç işlemişse, cezai ehliyeti tam kabul edilir. Çünkü o sırada akıl hastalığı belirtileri yoktur.
Özetle:
- Mani/Depresyon döneminde ağır atak = Tam ehliyetsizlik
- Belirtiler hafif = Azaltılmış ehliyet
- Atak dışında, kontrol altında = Tam ehliyet
3- KLEPTOMANİ (HIRSIZLIK)
- Kleptomani, kişinin ihtiyacı olmadığı halde, dürtülerine engel olamayarak başkalarına ait eşyaları çalma hastalığıdır.
- Bu durum bir tür dürtü kontrol bozukluğudur.
- Kleptomani hastası, çaldığı eşyaları genellikle kullanmaz, satmaz veya maddi kazanç elde etmez.
- Çalma eylemi planlı değil, anlık bir dürtüyle gerçekleşir.
- Her “çalma” davranışı kleptomani sayılmaz. Bu nedenle mahkemeler, kleptomani iddiasını değerlendirirken psikiyatri uzmanı raporu ve gerekirse adli tıp raporu ister.
Tam ehliyetsizlik:
Kişi, çalma eylemini yaparken davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaybetmişse
→ ceza verilmez, ancak güvenlik önlemi uygulanır (ör.hastanede tedavi)
Azaltılmış ehliyet:
Kişinin davranışlarını yönlendirme yetisi önemli ölçüde azalmışsa
→ ceza verilir ama indirime gidilebilir
Tam ehliyet:
Eğer kişi eylemini bilinçli, planlı ve çıkar amacıyla yaptıysa ya da hastalığın etkisi altında değilse
→ tam cezai sorumluluk kabul edilir
Özetle:
Kleptomani nöbetiyle, kontrolsüzce hırsızlık = Tam ehliyetsizlik
Kısmi dürtü kontrol kaybı = Azaltılmış ehliyet
Planlı, bilinçli hırsızlık (kleptomaniyle ilgisiz) = Tam ehliyet
4- ZEKA GERİLİĞİ
- Zeka geriliği, bireyin bilişsel işlevlerinde (öğrenme, akıl yürütme, problem çözme vb.) ve uyumsal becerilerinde (günlük yaşam, sosyal beceriler, iletişim becerileri) ortalamanın belirgin derecede altında olması durumudur.
- Genellikle 18 yaş öncesinde başlar ve yaşam boyu devam eder.
Tıbbi olarak:
IQ (Zeka Puanı) genellikle 70’in altında olan bireylerde görülür.
Zeka geriliği hafif, orta, ağır ve çok ağır olmak üzere derecelere ayrılır.
Tam ehliyetsizlik:
Zeka geriliği, eğer kişinin suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasını ya da davranışlarını yönlendirmesini tamamen engelliyorsa, ceza verilmez.
➤ Ayrıca kişi toplum için risk oluşturuyorsa, koruma amacıyla güvenlik tedbirleri uygulanır (ör. hastanede gözetim)
Azaltılmış ehliyet:
Kişi suçu işlerken davranışının anlamını ve sonuçlarını kısmen anlayabiliyorsa, ceza verilir ama indirime gidilir.
Tam ehliyet:
Hafif düzeyde zeka geriliği varsa ve kişi davranışının farkındaysa, ceza tam olarak uygulanabilir.
Örneğin:
IQ’su 50 olan ve temel yaşam becerileri kısıtlı bir kişi marketten bir şey çaldığında, muhtemelen cezai ehliyeti yoktur.
IQ’su 65 olan ama suçun kötü olduğunu anlayabilecek bir birey için ise azaltılmış ehliyet uygulanabilir.
5- ALKOL BAĞIMLILIĞI
- Alkol bağımlılığı, kişinin alkol kullanımını kontrol edememesi, sürekli ya da dönemsel olarak aşırı alkol alma isteği duyması ve buna karşı koyamaması durumudur.
Bir kişi aşağıdaki davranışlardan en az 2’sini 12 ay içinde gösteriyorsa alkol kullanım bozukluğu tanısı alır:
Alkolü planladığından daha uzun süre ve miktarda kullanmak,
Bırakmak isteyip bırakamamak,
Alkol elde etmek ve kullanmak için fazla zaman harcamak,
İlişkilerde, işte veya okulda sorun yaşamak,
Fiziksel ya da psikolojik sorunlara rağmen alkol kullanmaya devam etmek
Yoksunluk belirtileri (terleme, titreme, sinirlilik vs.)
Alkol Bağımlılığı (Kronik Alkolizm):
Kişi sürekli, istem dışı alkol kullanıyorsa ve bu durum davranışlarını yönlendirme yetisini ortadan kaldırıyorsa,
→ Tam ehliyetsizlik uygulanabilir.
➤ Ancak güvenlik önlemi (örn. tedavi amaçlı hastaneye yatırma) uygulanabilir.
Akut sarhoşluk (Kendi isteğiyle içtiyse):
Eğer kişi kendi rızasıyla alkol alıp suç işlemişse, sarhoşluğu onun cezai sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
→ Tam cezai sorumluluk devam eder.
Patolojik sarhoşluk (Alkole karşı aşırı duyarlılık):
Kimi kişiler çok az miktarda alkolle ciddi bilinç kaybı yaşıyorsa ve bu tıbben belgelenmişse,
→ Azaltılmış ya da tam ehliyetsizlik uygulanabilir.
Özetle:
- Alkol bağımlılığı + davranış yönlendirme yetisi yok = Tam ehliyetsizlik
- Patolojik sarhoşluk = Azaltılmış ehliyet
- Kendi isteğiyle alkol alıp suç işleme = Tam ehliyet
6- UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI
- Uyuşturucu madde bağımlılığı, kişinin belirli bir maddeyi (esrar, eroin, kokain, sentetik uyuşturucular vb.) sürekli ve kontrolsüz şekilde kullanma isteği duyması ve buna karşı koyamamasıdır.
- Kişi fiziksel ve psikolojik olarak o maddeye bağımlı hale gelir.
- Kullanmadığında yoksunluk belirtileri yaşar (sinirlilik, titreme, mide bulantısı, halüsinasyon vb.).
- Kişinin bağımlılığının derecesi cezai ehliyet kararında oldukça önemlidir.
Bağımlılık + Davranış kontrolünde ciddi bozulma varsa:
Kişi bağımlılıktan dolayı davranışlarını yönlendiremeyecek durumdaysa,
→ Tam ehiyetsizlik.
➤ Ceza verilmez ama güvenlik önlemi (ör. tedavi altına alınma) uygulanabilir.
Bağımlılık + Ama suç anında bilinçli hareket edebiliyorsa:
Kişi suç işlediği sırada davranışının farkındaysa ama dürtülerini tam kontrol edemiyorsa,
→ Azaltılmış ehliyet uygulanır.
➤ Ceza verilir, ama indirime gidilir.
Kendi isteğiyle uyuşturucu alıp suç işleme:
Suç anında kişi madde etkisi altındaysa ama bu durumu kendi isteğiyle oluşturmuşsa,
→ Tam ehliyet.
➤ “Uyuşturucu aldım, hatırlamıyorum” savunması genellikle geçerli değildir.
7- ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU
- Toplum kurallarını ihlal etme: Yasalara aykırı davranışlar sergileme, başkalarına zarar vermek.
- Yalan söyleme ve manipülasyon: İnsanları kandırma ve çıkar sağlama amacıyla manipülasyon yapma.
- Empati eksikliği: Başkalarının duygularını anlamamak ve umursamamak.
- Sorumluluk eksikliği: Kendi eylemlerinden dolayı suçluluk ya da pişmanlık hissetmemek.
- İçsel denetim eksikliği: Aşırı risk almak, şiddeti ya da yasa dışı eylemleri içeren dürtüsel davranışlar göstermek.
Antisosyal kişilik bozukluğu, kişinin cezai ehliyetini doğrudan etkilemeyebilir. Genelde tam ehliyete sahiptir. Bunun nedeni, antisosyal kişilik bozukluğunun genellikle bilinçli ve kasten suç işleme eğilimiyle ilgili olmasıdır. Yani, antisosyal kişilik bozukluğu olan bir kişi genellikle suçlarının farkında olup, suç işlemek için kasıtlı hareket edebilir.
Tam ehliyet:
Antisosyal kişilik bozukluğu olan bir kişi, suçun farkında olup kasıtlı bir şekilde suç işliyorsa, cezai ehliyet tam kabul edilir ve ceza verilir.
Tam ehliyetsizlik:
Kişi, antisosyal kişilik bozukluğu nedeniyle davranışlarını yönlendiremiyor ve suçun hukuki sonuçlarını kavrayamıyorsa, cezai ehliyeti yoktur. Ancak güvenlik tedbiri uygulanabilir.
Azaltılmış ehliyet:
Eğer kişi, suçun hukuki anlamını kavrayabiliyor ama davranışlarını kontrol etmekte zorluk yaşıyorsa, azaltılmış ehliyet söz konusu olabilir. Bu durumda, ceza verilir fakat cezada indirim yapılır.
8- EPİLEPSİ (SARA)
- Epilepsi nöbetleri, beynin elektriksel faaliyetlerindeki bozukluklar sonucu oluşur ve bu nöbetler, kişinin bilinç kaybı, kasılmalar, iradesiz hareketler gibi belirtilere yol açabilir.
- Epilepsi, çoğu zaman cezai ehliyetin ortadan kalkmasına neden olmaz, çünkü epilepsi nöbetleri sırasında kişi genellikle suçun farkındadır.
- Ancak bazı durumlarda, epilepsi nöbetleri kişinin davranışlarını kontrol etmesini engelleyebilir, özellikle nöbetler sırasında kişinin bilinç kaybı yaşaması durumunda cezai ehliyet etkilenebilir.
Kontrollü epilepsi:
Eğer bir kişi düzenli tedaviyle nöbetlerini kontrol altına alabiliyorsa ve nöbetleri sıklıkla meydana gelmiyorsa,
→ cezai ehliyet tamdır.
Kontrolsüz epilepsi:
Eğer kişinin nöbetleri sık sık ve şiddetliyse, bu durum kişinin davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyebilir
→ azaltılmış cezai ehliyet uygulanabilir.
Bilinç kaybı ve nöbetler sırasında suç işleme:
Nöbet sırasında kişinin bilinç kaybı yaşaması durumunda,
→ tam cezai ehliyeti yok sayılabilir.
➤ Bu durumda, ceza verilmez, ancak tedavi tedbiri uygulanabilir.
Özetle:
- Epilepsi, tek başına cezai ehliyeti ortadan kaldırmaz. Ancak epilepsi hastalarının nöbet sırasında bilinç kaybı yaşamaları, cezai ehliyeti etkileyebilir.
9- PARANOYA
- Paranoya, kişinin sürekli olarak başkalarının kendisine zarar vermek, kötü niyetli olmak veya ona zarar vermek amacıyla hareket ettiğini düşündüğü bir ruhsal durumdur.
- Kişi, çevresindeki insanların, toplumun ya da belirli bireylerin sürekli olarak kendisini izlemesi, takip etmesi ya da ona kötülük yapması gibi düşüncelerle rahatsız olur.
- Bu düşünceler genellikle gerçek dışıdır ve kişi, mantıklı açıklamalara rağmen bu inançlardan vazgeçmez.
Tam ehliyet:
Kişi suçun hukuki anlamını anlayabiliyor ve davranışlarını kontrol edebiliyorsa.
Azaltılmış ehliyet:
Kişi, suçun hukuki anlamını anlayabiliyor fakat davranışlarını yönlendirmekte zorluk yaşıyorsa. Bu durumda cezada indirim yapılabilir.
Tam ehliyetsizlik:
Kişi, suçun hukuki anlamını anlayamıyorsa veya davranışlarını yönlendiremiyorsa cezai ehliyeti yoktur.
Özetle:
- Eğer kişi, suç işlediği sırada gerçeklikten kopmuşsa ve gerçek dışı düşünceler ile hareket etmişse, bu durum azaltılmış ehliyet ya da tam ehliyetsizlik olarak değerlendirilebilir.
10- BORDELİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU
- Duygusal dalgalanma: Kişi, çok kısa süre içinde neşe, öfke, üzüntü gibi duygular arasında geçiş yapabilir.
- Kimlik karmaşası: Kişi, kendisini tanımlamada güçlük çeker, kimlik duygusunda belirsizlik ve kararsızlık yaşar.
- Aşırı ilişki bağımlılığı: Kişi, başkalarıyla olan ilişkilerinde aşırı tutkulu ve değer gösterme, ardından hemen değersizleştirme gibi eğilimler gösterebilir.
- Kendine zarar verme: Kişi, kendisini ya da başkalarını zarar verecek şekilde davranışlar sergileyebilir. Örneğin; kendine zarar verme (kesikler, aşırı alkol ya da madde kullanımı vb.) ya da intihar tehditleri.
- Boşluk hissi: Sıkça bir içsel boşluk duygusu ve tatminsizlik hissi yaşanır.
- Duygusal tepkilerde aşırılık: Kişi, stres altında orantısız duygusal tepki verebilir. Örneğin, küçük bir eleştiri bile aşırı öfkeye neden olabilir.
Tam ehliyet:
Kişi, suçun hukuki anlamını anlıyor ve davranışlarını kontrol edebiliyorsa, tam cezai ehliyete sahiptir.
Azaltılmış ehliyet:
Duygusal dalgalanmalar, ani kararlar ve tepkiler kişinin eylemlerinin planlı ve düşünülerek yapılmadığı durumları ortaya çıkarabilir. Bu da azaltılmış cezai ehliyet durumuna yol açabilir.
Örneğin, kişi, bir suç işlediği sırada ani bir öfke patlaması yaşadıysa, bu durum cezai ehliyetin sınırlanmasına neden olabilir.
Tam ehliyetsizlik:
Kişi suç işlediği sırada gerçeklikten kopuyorsa ve kişi suçun hukuki anlamını anlayamıyorsa, tam cezai ehliyet değerlendirmesi yapılmaz.
Ancak borderline kişilik bozukluğu, genellikle tam cezai ehliyetsizlikle ilişkilendirilmez. Bunun yerine, davranışların duygusal bozukluklardan kaynaklanmış olması, azaltılmış cezai ehliyet durumunu doğurabilir.
11- OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK
- Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), bireyin istemediği halde sürekli aklına gelen, yoğun kaygı yaratan düşünceler (obsesyonlar) ve bu kaygıyı azaltmak için yaptığı tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) ile oluşan bir anksiyete bozukluğudur.
- Obsesyonlar (zihine gelen düşünceler, takıntılar): Mikrop kapma korkusu, Simetri, düzen ya da sayma takıntısı vs.
- Kompulsiyonlar (tekrarlayıcı davranışlar): Sürekli el yıkama, Eşyaları belli kurallara göre dizme, Kapının kilidini defalarca kontrol etme vs.
- Not: Kişi, bu düşüncelerin saçma ya da aşırı olduğunu genellikle bilir, ama yine de yapmadan duramaz. Bu da hastalığın anksiyete temelli olduğunu gösterir.
Bu bozukluk, kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde zorlaştırabilir, ancak bu kişilerin hukukta cezai ehliyeti genellikle tamdır.
Çünkü OKB’li birey:
- Suçun hukuki anlam ve sonuçlarını anlayabilir,
- Gerçeklikten kopmaz,
- Davranışlarını yönlendirme yeteneğine çoğu zaman sahiptir.
⚠️ Nadir durumlarda: Azaltılmış cezai ehliyet uygulanabilir.
Eğer obsesyonlar ve kompulsiyonlar:
- Aşırı derecede yoğunsa,
- Kişi davranışlarını kontrol edemiyorsa,
- Suç işlemesi, takıntılı düşüncelerin etkisiyle olmuşsa (örneğin birini “günah işliyor” diye zorla durdurmaya çalışmak gibi), o zaman cezai ehliyette indirime gidilebilir.
12- ALZHEİMER HASTALIĞI
- Alzheimer hastalığı, genellikle ileri yaşlarda görülen, beyin hücrelerinin yıkımı sonucu ortaya çıkan ilerleyici bir nörolojik hastalıktır.
Hafıza kaybı – özellikle kısa süreli bellek (yakın zamanda olanları unutma)
Karar verme ve yargılama zayıflığı
Yön ve zaman karmaşası – bulunduğu yeri ya da tarihi hatırlamama
Kişilik ve davranış değişiklikleri – şüphecilik, sinirlilik, içine kapanma
Sözcük bulma güçlüğü, konuşma bozukluğu
Günlük işleri yapamama – yemek yapmak, para kullanmak, alışveriş gibi
Cezai ehliyet açısından üç olasılık değerlendirilir:
Hastalığın Evresi = Erken evre
Kısmi unutkanlık vardır. Genellikle tam ehliyet vardır.
Hastalığın Evresi = Orta evre
Bellek, yönelim, karar verme sorunları başlar. Azaltılmış cezai ehliyet olabilir.
Hastalığın Evresi = İleri evre
Kişi nerede olduğunu, ne yaptığını bilemez.
Kişi suçun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayamıyorsa ve davranışlarını yönlendirme yeteneği tamamen yoksa tam ehliyetsizlik söz konusu olabilir.
KISACASI;
Tam ehliyetsizlik büyük çoğunlukta akıl hastalıkları için geçerlidir.
Çünkü akıl hastalıklarında kişi suçun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayamıyor. Ya da kavrasa bile davranışlarını yönlendiremiyor.
Kişilik bozukluklarında ise çoğunlukla tam ehliyetsizlik yerine azaltılmış ehliyet uygulanır. Çünkü kişi genelde gerçeklikten tam kopmaz, suçun hukuki anlamını anlar. Ama duygularını ve tepkilerini düzenlemekte zorlanır, dürtüsel davranışlar sergiler.
Psikolojik rahatsızlıkların cezai ehliyet üzerindeki etkisinin belirlenmesinde Adli Tıp Kurumu veya tam teşekküllü bir ruh sağlığı hastanesinden alınan heyet raporları dava kararları açısından oldukça önemlidir.